Metin Turan Yazdı; Dava Yaşanırsa Kutsiyet İfade Eder…
Metin Turan|Dava Yaşanırsa Kutsiyet İfade Eder…
Pusulasını kaybetmiş, slogan ve şekillere mahkûm edilmiş, oportünizmin kıskacında, ilkelerini hatta hedefini unutmuş, takım tutar gibi particilik, hazımsız ve fikirsiz bir fikir adamlığı, dejenere olmuş kafalara sahip sözde elitlerimiz, halk nezdinde oydan başka bir şey ifade etmeyen bir parti. 1980’de ipi çekilerek tasfiye sürecine sürüklenmiş bir hareket…
Bunları içim yana yana yazdım. Birileri bana bunlar yanlış desin! Mutlu olayım…
Bir süreç yaşanıyor. Ümidvarım… Evlere kapısından giriniz (Hadis) buyuruluyor.
Dava yaşanırsa kutsiyet ifade eder. Ülkücüler Allah’ın adaletini, hükmünü, nizamını yeryüzüne hâkim kılmak için yola çıkmış, dikenli yolları aşmış, Ancak, 1980 sonrasında ülkücülük ismi kullanılarak davasız dava adamlığı ortaya çıkmış olduğunu müşahede ettim. Hangi gurup veya camiaya misafir olsanız kıstaslarını, yaşama biçimlerini ve hayatlarına tatbik etmelerinin önemini ve mecburiyetini anlatırlar.
Ülkücü kimdir diye sorsalar bir cümle ile “Ülkücü Allah’a kul olandır.” Diye anlatırdık. “Zalime korku mü’mine umut” diye anlatırdık. “Kadife eldiven içinde demir yumruk” diye anlatırdık. Allah’ın razı olmadığı hiçbir şey bizim dava anlayışımızda yoktur! Derdik. Yani Kur’an ve Sünnet Temel çıkış noktamızdı. Yani, Kanımız aksa da zafer İslam’ın olacaktı.
Yenilerden bir Ülkücü Başkan ziyaretime geldi. Uzunca sohbetten sonra Bana,- Yahu reisim ülkücülüğü çok dinledim ama sen ülkücülüğü anlatırken ayet falanda okuyorsun dedi. Ben böyle dinlemedim hiç dedi. -Karaman ÜGD de verdiğim semineri aynıyla aktardım yeni bir şey ilave etmedim dedim. Çok şeyin değiştiğinin farkındayım ama bu değişikliğin müspet manada olmasını isterdim.
Farklı tarikat cemaat veya gurupların kemal sahibi, elit insanlar yetiştirmek için gayret içinde olduklarına şahit oldum.(Bunların hepsi de Ehl-i Sünnet) Yarınlarda Ülkücüler bütün bu gurupları ardından sürükleyecek bunların mihmandarları olacaktı. Geldiğimiz nokta ise vahim..
Ahmet Yesevi ve Horasan Erlerini üstben olarak görürdük. Nasıl ki Anadolu’nun Türkleşmesinde temel taşlar bunlardı. Hem Alp, hem Eren… Aynı aşk, terbiye ve aksiyon içinde Türk Cihan Hakimiyetini inşa edecektik. Bu noktada bizim kuşağımızdan arkadaşlarımıza veya ağabeylerimize büyük iş düşüyordu. Ancak; İhtilal sonrası hayat çok zordu. Kimseyi suçlayamam…
Bütün bu olumsuzluklara rağmen; Ümitvarım… Bizim kült yapımız veya genetiklerimiz Büyük göç öncesi verdiğimiz sözün özüdür. Türk esir olmaz! Turan gerçekleşecektir! Türk-Cihan hâkimiyeti kurulacaktır! Mazlum İslam milletlerinin halâ umuduyuz.
Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu (iç dünyalarını/tutumlarını, dinî ve ahlâkî değerlere bağlılıklarını olumlu anlamda) değiştirmedikçe Allah onların durumlarını (konumlarını) değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.”(er-Ra’d, 13/11)
Metin Turan
